7 Mayıs 2015 Perşembe

Düzgün İnsan Olma Puanı - Diop

 
 

DUZGUN INSAN OLMA PUANI - Diop - Diop10 / Diop100


Düzgün bir insan olmanın işaretleri ve diop hesaplama kılavuzu:
 
       Düzgün bir insan olmaya işaret eden kriterler aşağıda sıralanmakta. Mutlaka kuyumcu terazisi gibi ölçüm mümkün değil ama mutlaka size ayna olacak ve kendinizi geliştirme isteğiniz varsa, kazanımlarınız olabilecek. Baştan söyleyelim, sakın üzülmeyin, kimse kusursuz değil. Ama siz kendi adına düzgün insan olma yolunda ilerleme kaydetmek isterseniz, ortalamanın ne kadar üzerine çıkabileceğiniz yine size bağlı.
       Kısaca kendinizi test etmek isterseniz önünüze bir kağıt kalem alın ve ilk 10 kriter için kendi olumlu yönünüze 100 üzerinden puan vermek için hazırlanın. İlk 10 kriter için kağıda not aldığınız puanları toplayıp 10 ‘a bölün ve çıkan sonuç sizin ‘kısa test’ için 100 üzerinden aldığınız puandır.
       Uzun test için aynı işlemi 100 soru üzerinden yapmanız gerekiyor ve dikkatlice 100 ayrı puan değerini toplayıp, sonuç için bu defa toplamı 100 ‘e bölmek gerekiyor. Her on madde için ayrı toplama yapar ve çıkan 10 grup sonucunu tekrar toplarsanız, toplama hatası olduğunda kontrol etmek sizin için kolay olur. Çıkan sonuç ‘uzun test’ için sonuç olduğundan daha sağlıklı sonuç olacaktır.
       Her bir kriterdeki yeterlilik durumumuza 100 üzerinden puan verilmesi gerekiyor. Fakat kendimize torpil geçmek kesinlikle yok. Kendimizi kandırmaya çalışmanın bir anlamı da yok. Bu sebeple karşımızda duran 12 kişilik asık suratlı ve adil bir jüri heyetini hayal edeceğiz. Üyelerden biri düşük diğeri yüksek puan verebilecek ve bizi ilgili kriterde bu jüri heyetinin nasıl puanlayacağını kafamızda değerlendirip, kesinlikle jürinin ortalama puanının ne olabileceğini imgeleyerek, bu sonucu esas alacağız.
       Unutmayalım, düşünce kalıplarımızı değiştirirsek, düzgün insan olma konusunda yol alırız ve hatta kaderimiz dahi olumlu yönde değişir. Düzgün bir kafa yine düzgün insanları ve kaderi çekecektir. Ve düşünce kalıplarımızı işimize yarayacak şekilde değişmek düşüncelerimizi ve hayata bakış şeklimizi değiştirmekle son derece mümkün.
       Bu durumda 10 soruluk kısa test için ya da 100 soruluk tam test için anlık puanımızla birlikte 40 gün sonrasına başaracağımızı öngördüğümüz hedef puanı da ilgili kriterde yan yana yazabiliriz. Söz gelişi şu an kendimize 30 puan verdiğimiz bir kritere dikkat ederek, bu konudaki tutumumuzu 40 gün sonra 60 ‘a çıkarmak, çok ciddi bir başarıdır. İlgili kriter için not aldığımız kağıda 30-60 diye not alırsak ve her kriterdeki tutumumuzu yeniden değerlendirebilmek için gün be gün tüm kriterleri gözden geçirirsek, başarı kaçınılmaz olacaktır. Hiçbir güç size kendi irade gücünüzden etkili değildir ve ertelemeden hemen başlamak önemli. Size 100 soruluk tam test ile çalışmanızı öneriyoruz. İnsanın yapabileceği en büyük yatırım kendine yapacağı yatırımdır ve kendiniz için hemen şimdi bir karar alıp ciddi bir disiplin içinde işe girişecek misiniz? İradenizin gücüne inanın.

 
       Düzgün insan olma puanı ve hedefi, test kısaltmaları ise şöyle:
       Diop10     -   Düzgün insan olma puanı, 10 soru için
       Dioh10     -   Düzgün insan olma hedefi, 10 soru için
       Diop100   -   Düzgün insan olma puanı, 100 soru için
       Dioh100   -   Düzgün insan olma hedefi, 100 soru için
 

* Düzgün İnsan Olma Puanı   -   Diop10  Kriterleri *

1.)   Vefalı olmak: Gel geç anlayışlı ve umursamaz tavırlı bir insan mı güvenilirdir,  yoksa sağlam karakterli olması nedeniyle yıllar sonra bile yerinde duran ve yeri geldiğinde, bir işi düşmediği halde dahi sizi arayıp soran ya da görüşen mi? Peki siz vefalı mısınız? 
2.)   Paylaşımcı olmak: Farklı kriterlere göre düşünülmeli. Bir ilişkide iki kişilik düşünmek de bu konuya dahil, bilgimizi paylaşmak da. Hatta bir tanıdığımız sorduğunda bir bilgiyi vermeden önce neden sorulduğu şeklinde detaylı bilgi isteyip, sonra o bilgiyi geçiştirir tarzda davranmak, hiç de paylaşımcı olmadığımızın göstergesi. Ya da soran biz olup, bilgiyi ayrıntılarıyla alıp sonra, biz aynı özenle açıklama yapmıyorsak yine paylaşımcı olamadığımıza işaret eder. 
3.)   Manipülasyon yapmama: Kendi isteğimizin gerçekleşmesi ya da durumun lehimize dönmesine etki edecek şekilde taktiksel davranış tarzı izlememek ve/veya kontrolü ele alarak kendimize hizmet edecek yönlendirmeyi yapma çabasından uzak durmak. 
4.)   Sağlam karakterli olmak: Görünenin dışında art niyetli olmak veya karşı tarafa verilen ya da ima edilen bir beklenti olup, belli bir çıkar elde ettikten sonra umursamaz davranmak doğru bir tutum değildir. Aldatmacalı işlerden ve güven zedeleyici davranışlardan uzak durmalıyız. Bir örnek vermek gerekirse, birlikte gittiğimiz bir yerde öncelik yanımızdaki kişide ya da kişilerde olmalıdır. Gel git tavırlı olmak da düzgün bir tutum değildir. 
5.)   “Bu yaptığım doğru mu?” diye sorgulamak: Sezgilerimiz,  aklımız, kalbimiz ve vicdanımız ve bize çoğu kez doğruyu söyler. Ve sorgulamada olup, doğruları seçme alışkanlığındaysak, epeyce olmuşuzdur. Sadece ‘doğru’ olduğunu hissettiğimiz ve genel kabul görecek şekilde mi davranıyoruz? 
6.)   Değer taşımasını bilmek: Değer gördüğünü fark ettiği zaman kendini ağıra çekme ve büyüklenme eğiliminde olmayan insan gerçekten o değeri hak ediyor ve taşıyabiliyor demektir. Kral ya da kraliçe muamelesi gördüğünde dahi onu taşıma olgunluğuna sahipsek gerçekten ruhen o seviyedeyizdir demektir. 
7.)   Vedalaşması düzgün olmak: Bir insanın sağlam duruşlu ve düzgün karakterli olmasının en ciddi göstergelerinden biri, o kişinin ayrılırken yeterince uygun ve düzgün bir vedalaşması olmasıdır. Kaçıp gider gibi bir vedalaşmamız mı var yoksa makul kısa bir süre de olsa bir seremoniye dönüştürebiliyor muyuz? Telefon görüşmesi ya da çevrimiçi internet görüşmesi vb. uzak mesafeli iletişimimiz bir anda kesilecek olsa, ilk fırsatta dönüp açıklama yapıyor muyuz? 
8.)   Güvenilir olmak: Hali, tavrı, duruşu, mimikleri, beden dili düzgün ve sözünün takipçisi olmak. Gönül işinde sadakat ve borcunu zamanında ödeme konusunda hassasiyet. 
9.)   Yardımsever olmak: Yardımsever olmak her zaman iyi bir insan olma işareti olmuştur. Karşılıksız olması ve borçlu hissettirme ya da kişiyi  kendine bağlama amaçlı olmaması ya da ego ile yapılmaması önemlidir. Yardımın gerçekten gereksinimi olana yapılması da önemlidir. Duygu sömürüsü ile yardım istemeyi alışkanlık edinenlere yardım etmiyor olmak yardımseverliği zedelemez. 
10.)  Samimiyet: İçtenlik. Açık kalplilik ve açık sözlülük. Gerçekten içimizden geçen durumu yansıtmak. Arka planda gizlenen başka bir düşünce ya da amaç olmaması durumu ve yakınlığına güvenilme hali.

 
* Düzgün İnsan Olma Puanı   -   Diop100 (Yukarıdaki 10 sorunun devamı) *

 
11.)  Samimiyeti suistimal etmemek: Yakınlığımıza güvenerek bize samimiyetini açan birine yanıltıcı bilgiler vermek veya bilgilerini onayını almadan herhangi bir şekilde paylaşmak ya da bu bilgileri kötüye kullanmak doğru tutumlar değildir. Bu konularda sizin durumunuz nedir? 
12.)  İyi niyetli olmak: Art niyet olmadan ve masumane saf yüreklilikle eylemde bulunmak önemlidir. Genelde iyi niyetli miyiz? 
13.)  İyi niyeti kötüye kullanmamak: Başkalarını saf yerine koyarak, iyi niyetini suistimal eder durumda olmak ve kandırmaca içeren işler yapmak kabul edilemez bir tutumdur. Siz ne kadar uzak durabiliyorsunuz? 
14.)  İnce düşünceli tutum: Diğer insanları düşünerek davranmaktan, doğaya saygılı ve çevreyi korumaya kadar geniş bir skalayı kapsar. Başka insanları ya da tanıdıklarımızın iyiliğini ve faydasını düşünerek hareket etme eğilimimiz ne durumda? Tabii sürekli tek taraflı olarak karşı tarafın egosuna hizmet etmeyi kastetmiyoruz. 
15.)  Fazladan verebilme eğilimi: Gerek maneviyatta, gerek anlaşmalı işlerde, kendimizden bir parça daha fazla vermek ya da beklentinin biraz üzerinde vermek anlayışı hakim olsa, tüm dünya cennete dönmez miydi? Biz ne kadar yapabiliyoruz? 
16.)  Kontrolü ele alma konusunda ölçü: Kimi durumda öyle gerektiği için kontrolü ele alması gereken kişi herkesin kabul edebileceği şekilde bellidir. Ancak taktiksel ustalıklarla veya egosal olarak farkında bile olmadan –izinsiz olarak- kontrolü ele aldığımız çokça oluyor mu, kafamızda bir değerlendirelim. 
17.)  Araştırmacı olmak: Her konuda ya da ilgimizi çeken konularda araştırmacı olmak bizim gelişimimize katkıda bulunan bir huy özelliğidir. 
18.)  Dürüstlük: Karşımızdakilerden dürüst olmasını bekliyoruz ve şimdi şapkamızı önümüze koyup kafamızda bir değerlendirelim. Biz ne kadar dürüstüz? Bu soruları yanıtlarken bile. 
19.)  Açık sözlülük: Düşüncelerini kendine saklayıp, kapalı kutu gibi duran birine göre düşününce, aklından geçenleri yansıtma konusunda, olabildiğince şeffaf tutum izleyen birini çok daha iyi anlarız. 
20.)  Arkadan iş çevirmeme: Tanıdığınız hatta yakın hissettiğiniz kimsenin sizden habersizce bir işler karıştırıp, bilgi vermekten kaçınması ve gizlemesi hiç de hoşunuza gitmezdi sanırım. Peki siz böyle şeyler yapmaktan kaçınıyor musunuz? 
21.)  Dedikodudan çekinmemek: Hayatta doğru bir duruşu olan ve düzgün davranmayı ilke edinmiş birinin dedikodudan ne korkusu olur ki? Hayatınızın ne kadarı dedikodusu yapılmaya müsait? 
22.)  Selam alıp vermek: Gelen kişinin girdiği ortamda selam vermesi genel geçer adettir. Selam vermek yerine göre uygun sözcüklerle  ya da tek bir kişiyle göz göze gelindiğinde bir tebessüm veya baş hareketiyle dahi olabilir. Önemli olan iyi niyettir. 
23.)  Ağzından çıkan sözlere dikkat etmek: Efendice ya da cici bici hanımefendi şekilde konuşan birinin daha en baştan kafamızda ne kadar düzgün göründüğünü kafanızda bir canlandırabilirsiniz. 
24.)  Geri dönüşleri aksatmama: İlişkilerde ve iletişimlerde –en son top kimde kaldı- düşüncesi bize yol gösterici olabilir. Ancak biz yerine göre daha özverili olabilmeliyiz. Uygun zamanda iletişim kurma çabasını göstermeliyiz. Geri dönüşler anlayanlar için, ciddi bir düzgün duruş göstergesidir. 
25.)  Kendi adına düzgün tutum sergileme: Başkaları ile iletişimizde hatalı davranışları ile karşılaşabiliriz ya da kendilerini geliştiremedikleri için eksiklikleri bulunabilir. Ciddi olumsuzluklarla da karşılaşabiliriz. Ama biz kendi adımıza tutumumuzu en baştan en sona öyle düzgün tutabiliriz ki, dağlar bize selam durur. Hadi bunu yapamasak, karşımızdakinden daha düzgün duramayıp, aynı kefede tartılmayı mı kabul etmiş olacağız? 
26.)  Sağlığına dikkat etmek: Sağlığı yerinde olanlar ne kadar büyük bir değere sahip olduklarını çoğu kez akıllarına dahi getirmiyorlar. Sağlığımıza ne kadar dikkat ediyoruz? 
7.)  Beslenmeye dikkat etmek: Doğal ürünlere tanrının ya da doğanın sihirli değneği dokunmuşçasına çok azı dahi bedenimize gerekli enerjiyi sağlar. Organik ürünler ne kadar işlenir ve rafine edilirse, o kadar yapay olur ve bizi sağlıklı beslenmeden uzaklaştırır. İçtiğimiz sudan başlayarak, doğallığa dikkat etmeliyiz. 
28.)  Çıkarcı olmamak: Elbette bir çok gereksinimimiz var ama selam sabahımız dahi ticari selam mı? İnsanların maddiyatına, görünümüne ve onlardan muhtelif menfaatlerimiz beklentisi üzerine mi selam alıp veriyoruz? Başkalarıyla iletişim isteğimiz beklentimiz olmasına mı bağlı? 
29.)  Ufku açık olma: Çoğu kimsenin olmaz ya da mümkün değil dediği ya da kabul edilemez gördüğü konuların olabilirliğini düşünüp, kabul gösterebilmek aynı zamanda bilincin gelişkinliğine işaret eder. 
30.)  Kandırmaca yapmama: Çok farklı şekillerde kandırmaca yapılabilir. Bu sebeple geniş anlamda ve aklımıza gelen bir çok örneğe göre düşünmek gerek. 
31.)  Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapmama: Düşündürücü. 
32.)  Dengeli tutum: Halimiz, tavrımız, söylediklerimiz ve yaptıklarımız karşımızdaki insanlara dengeli davrandığımız izlenimini veriyor mu? 
33.)  Tutarlı olma: Söylediklerimizle yaptıklarımızın birbirine uygun olması ve genel tutumumuzun birbiriyle çelişecek durum sergilememesi. 
34.)  Mantıklı olma: Doğru ile yanlış arasındaki ayırımı sağlıklı yaparak akıl yürütme disiplinine sahip olmak. 
35.)  Sevecen olma: İnsanları, hayvanları ve doğadaki her şeyi seven ve şefkatli kişilik özelliğinde olmak. 
36.)  Kötü alışkanlıkları olmamak: Tütün ürünleri, alkol, kumar, gece hayatı, uyuşturucu ve zararlı olan herhangi bir bağımlılığı olmamak. Arkadaş seçiminde de dikkatli olmak. 
37.)  Özgüveni dengede olmak: Kararında özgüven olumlu olup, düşük ya da hak edilmemiş yüksek özgüven de iyi değildir. 
38.)  Megaloman olmamak: Abartılı şekilde kendini büyük ve üstün görme hali. 
39.)  Yalan söylememek: Doğru olmayan, gerçeğe uymayan şeyler söylememek. 
40.)  Azim: Gerçekleşmesini istediğimiz işte çıkan engelleri  yenme kararlılığıdır. O engeller aşılmak için varlar. 
41.)  Sabır: Olumsuzlukların geçmesini ya da olacak şeyi bekleme erdemidir. 
42.)  Sebat: Kararlarından dönmemek ve sonuna kadar sürdürmek bizi başarıya götürür. Başarı çoğu zaman yıldığımız yerin bir adım ötesindedir. Başkalarının size inanması önemli değil, siz kendinize inanıyor musunuz? 
43.)  Kendin olmak: İlişkilerimizde ve iletişimlerimizde rol yapar durumda olmamalı ve yapay davranış tarzı sergilememeliyiz. 
44.)  Politik davranmamak: İşimize gelecek şekilde  politik tutum sergilemek ve bu şekilde bir kandırmaca içinde bulunmak Kastedilmektedir. Bir topluluk veya grup ya da kitleyi temsil etme hali içinde bulunmak farklı bir durumdur. 
45.)  İyi ahlak: Toplum içinde uyulması gereken kurallar ve davranış biçimlerine paralel huyları benimsemiş olmak önemlidir. 
46.)  Yapılan işin hakkını vermek: Yaptığı işe özen göstererek yapan biriyle, baştan savma iş yapan birinin elde edeceği sonuç mutlaka farklı olur. 
47.)  Kalite anlayışı: Hizmette ve insan tutumlarında kaliteye önem vermek, insan değerini de yükselten ve toplumun bilinçsel gelişimine katkı sağlayan bir faktördür. 
48.)  Kendiliğindencilik: Yapılması gerekeni kendiliğinden yapmak, başkalarına yapılacak açıklamaları, konu sıkışıp da oraya gelmeden, kendiliğinden yapmak önemli bir meziyettir. 
49.)  Önümüze bakmak: Hatalar yapılmış, olumsuzluklar yaşanmış olabilir. “Şimdi doğru olarak ne yapabilirim” diye düşünüp, derhal bundan sonrası için en doğru olanları yapmaya yönelmeli. 
50.)  İnatçı olmamak: Gereksiz kör inat doğru değildir. Mantıklı olmayan konuda inat etmemeliyiz. Azimli olmakla ya da haklı olduğu tartışmasız bir durumu savunmakla karıştırmamak gerekir. 
51.)  Konu odaklı yanıt vermek: Bir konuyu geçiştirmek amacıyla, konuyu başka bir yere taşıyan yanıt vermek ya da bir başka ayrıntıyı ortaya koyarak o konunun bütününden haklı çıkmaya çalışmak doğru bir tutum değildir. 
52.)  İnsanları harcamamak: İnsanları çıkarlarımız doğrultusunda kullanmamalı ve sorun yaşadığımız insanları gözden çıkarmamalıyız. “En baştan en sona ben doğru davranmalıyım” düşünce kalıbını benimsemeliyiz. 
53.)  Kin tutmamak: Bize hatalı davranış sergilemiş olanları aklımıza not edip zamanı gelince intikam alma düşüncesi yapıcı bir tutum değildir. “Ben kendi adıma doğru davranmalıyım” düşünce kalıbını benimseyip, düzeltebiliriz. 
54.)  Affetmek: Geçmişte bize ciddi olumsuzluk yaşatanları affedebilmek, bizim sırtımızda taşıdığımız yüklerden kurtulmamızı sağlar. Her hafta düzenli olarak belli bir süre bu kişileri sevdiğimize ve affettiğimize dair kendimizi telkin çalışması yapmak başta bize zor gelse de zamanla sonuç sağlayıp, ruhumuzu özgür kılar. 
55.)  Kendinle barışık olmak: Kendini seven ve kendi iç sesiyle mücadelesi olmayan biri olmak anlamına gelir. 
56.)  Minnet duygusuna sahip olmak: Başkalarının bize yardım etmesi halinde ne derece minnet duyuyoruz? 
57.)  Şükretmek: Elimizde olanlara odaklanmalı ve sahip olduklarımızın kıymetini bilerek, şükretmeliyiz. Bu aynı zamanda mutlu olmamızı da sağlayacaktır. 
58.)  Kabul göstermek: Büyük ya da küçük olumsuzluklar yaşayabiliriz. Varoluş içinde olan hiçbir şeye ya da insana dair olan hiçbir şeye şaşırmamalıyız. 
59.)  Esneklik: Bizden farklı tutum sergileyenler ve beklentilerimize uymayanlara karşı yeterince esnek olmalıyız. 
60.)  İlk adımı atabilmek: Pozitif tutum sayılabilecek her konuda ilk adımı biz atabilir durumda olmalıyız. 
61.)  Saygınlık: Haksızlık yapmamalı, kandırmaca içeren işlerden uzak durmalı, olumsuzluklar yaratmamalı ve kötülük yapmamalıyız. Saygınlık zor kazanılan ve çabuk kaybedilen, yüksek bir değerdir. 
62.)  Tolere edebilmek: İnsanlar kimi zaman düşüncesiz veya hatalı ya da farklı bir ruh hali içindelerken, hoşumuza gitmeyen bir şekilde davranabilirler. Bu durumlara makul ölçüler içinde tolerans gösterebilmeliyiz. 
63.)  Yapıcı olmak: Yaşanan olumsuzluklarda kendi adımıza olabildiğince yapıcı davranmalıyız. Bunun süreklilik kazanarak kötüye kullanılması halinde uygun dille karşımızdaki kişide farkındalık yaratabiliriz ve anlatımımızda da yapıcı olmalıyız. 
64.)  Fikir özgürlüğüne saygı: Fikir özgürlüğü ve ifade özgürlüğüne saygı ile farklı görüşlere saygı da gelişmişlik belirtisidir. Ancak negatif ve zararlı fikirlere saygı talep edilmesi doğru değildir. 
65.)  İnançlara saygı: İnsanların inançlarına saygı duymalı ve inançlara göre kategorize etmemeliyiz. 
66.)  Kişisel haklara saygı: Tanımı çok geniştir. Başkasının özel alanına izinsiz girmek, haberleşme özgürlüğüne müdahale etmekten, yasalarla belirlenmiş bir çok haklarına kadar uzanır. 
67.)  Özgür iradeye saygı: Başkalarının özgür iradeleri ile yaptıkları seçimlerine ve kararlarına saygılı olmak çok önemli bir kriterdir. Bu konuda baskı yapmak hiç doğru değildir. 
68.)  İçi Dışı bir olmak: Gerçekleri saklamamak da buna dahildir. Her iletişim aynı zamanda bir satıştır. Söylenmemesi gerekenleri düşünüp tartar pozisyonda olup, kimi gerçekleri saklamak bizi iyi niyetli olmayan bir esnaf konumuna sokacağı için, terk edilmesi gereken bir tutumdur. 
69.)  Olaylara esprili bakabilme yetisi: Hayatta bizi olumsuz etkileyecek her şeyi ‘kozmik bir şaka’ gibi görüp, hatta kafamızda karikatürize ederek esprili veya ironi ile bakabilme yetisi bize çok fayda sağlar. 
70.)  Empati kurabilme: Kendimizi karımızdakinin yerine koyarak düşünür ve anlayabilirsek, bu anlayışımızla birlikte doğru çözümü daha kolay üretebiliriz. Ancak duygu sömürüsü yapma eğiliminde olanlara ve ayak dayayanlara da dikkat etmeliyiz. 
71.)  Kişisel algılamamak: Her şey bizim etrafımızda dönüyor gibi düşünmemeli ve alıngan da olmamalıyız. Bu durum bir nevi bizim hayat sınavımız. Biz her şeye rağmen kendi tutumumuzu doğru tutabiliyor muyuz? 
72.)  Mütevazılık: Alçak gönüllü olmak ve kibirli olmamayı içerir. Ancak bunda bir denge de önemlidir. Ego içermeyen ve bu yönde farkındalıklı bir durum mütevazı olmamak demek değildir. Nitekim mütevazılığın fazlasının da kibirden kaynaklandığı bir durum söz konusu olabilir. Kendimize yontmadan kendimizi değerlendirebilmeliyiz. 
73.)  Hoşgörülü olma: Hoşgörüsüz olanlara hoşgörülü müyüz? Talep ettiğimizden çok kendimiz hoşgörülü ve anlayışlı olabiliyor muyuz? Yoksa hep anlayışı ve hoşgörüyü karşıdan bekleme eğilimimiz mi var? 
74.)  Egoist olmamak: Kibirli olmaktan kaçınma ve kişisel egoları dengeleme isteğimiz var mı? Yeri geldiğinde benden önce başkaları diyebiliyor muyuz? Derin bir sorgulamaya girdiğimiz zamanlar olup, çıkarcı ve kontrolcü olduğumuz durumlarımızı aklımıza getiriyor muyuz? 
75.)  Yalandan kaçınmak: Maalesef en masum olanlarımız bile bunu yapabiliyor. Bu tutumumuzu olabildiğince hızlı şekilde değiştirmeye yönelmeliyiz. 
76.)  Bahane üretmemek: Hatalı ya da haksız olduğumuz durumlarda hemen bir bahaneye sarılmak ve bu şekilde açıklamalara sığınmak doğru bir tutum değil. 
77.)  Birleştirici olmak: Ayırımcılıktan uzak durmalıyız. Birlikten kuvvet doğar sözünü hepimiz biliyoruz. Bizi manevi olarak da yükseltecek pozitif tutum budur. 
78.)  Doğru düşünce kalıplarını benimseme eğilimi: Düşünce kalıplarımız kaderimize de yön veriyor. Mesela “ben şanssızım” şeklinde inanan birinin bu gerçekliği yaşaması kaçınılmaz. Bunun yerine “artık şans benden yana ve şansım gitgide artıyor” ve buna alışınca “çok şanslıyım, hızla da şansım artıyor.” Düşünce kalıplarını bir kağıda yazarak sürekli kendine telkin eden ve inancını bu telkinler sonucu belli bir sürede değiştiren kişinin gelecekteki kaderi gerçekten de bu yönde değişecektir. Deneyip de başaramayan yok. Bütün olumsuz düşünce kalıplarınızı belirleyip, bir kağıda en olumlu sözcükleri kullanarak yazın ve başlayın. 
79.)  Özü sözü bir olmak: Söylediklerimiz ile sergilediğimiz tutum uyumlu mu? Herkes doğru olanı savunuyor ama kendi yaptıklarına dikkat eden çok az. İşte düzgün insan olmak zaten, ne dediğimizden çok ne tutum sergilediğimizle ve davranışlarımızla ilgili bir olgu. 
80.)  Dik duruşlu olmak: Doğru bilinenden şaşmamak, çeşitli menfaatler uğruna yanlış işlere girmemek ve onay vermemeyi kapsayan tutum içinde olmak dik duruşlu olabilmemizi sağlar. 
81.)  Hükmetmemek: Başkalarını kontrol etmek amaçlı tutumlar sergilemek, kendine hizmet ettirir konuma getirmek, doğru bir tutum değildir. Yardımcı olmak veya iş konusunda üstü konumda olmakla, kişiyi her türlü kendine bağlamak arasındaki ince çizgiyi aşmamak önemli. 
82.)  Yargılamamak: Herkesin kendine göre farklı bir hayat deneyimi var. Aynı şartlardan geçmiş olsaydık kim bilir biz neler yapardık. Önce kendimiz ne durumdayız ona bir bakalım. Yargılamak doğru tutum değildir. Biz kendimizi yeterince düzeltmiş olsak, zaten yargılayıcı bir tutum sergilemeyecek olgunluk seviyesinde olurduk. Ancak eğer o olgunluğa ulaşmışsak, yargısızca tespit yapmak bundan farklı bir durum. Ama kendimize dürüst olalım. 
83.)  Uyumluluk: Her an muhalif olan bir tutumumuz varsa, bunu değiştirmeye çalışmalıyız. Uyumlu davranır, empati kurar ve anlayışla yaklaşarak kendi görüşümüzü yeterince ılımlı olarak sunarsak ve direkt zıtlaşmazsak daha iyi sonuçlar alırız. 
84.)  Hakkaniyete saygı: Haklı olana hakkının verilmesi taraftarı olmalıyız. İlle de büyük bir mücadele vermek zorunda değiliz ama ‘bana dokunmaya yılan bin yaşasın’ anlayışı da hiç doğru değil. 
85.)  Karşılıklılık ilkesine saygı: Dünya ister istemez karşılıklılık üzerine dönüyor. Bu durum sadece maddi değil ve manevi anlam da içeriyor. Karşı tarafın beklentisine uygun ve hatta bir miktar fazladan karşılık vermek doğru bir tutumdur. Bu bazen maddi bir karşılık ve kimi zaman minik bir tebessüm veya teşekkür de olabilir. 
86.)  Espriden ve ironiden anlama: Her insanın espri anlayışı farklı olduğu gibi toplumlara ve kültürlere göre de değişkendir. Ve herkes her an son derece tutarlı ve ciddi davranmayabilir. Kimi zaman ironi içeren bir cümle kuranlar olabilir ve aslında bunlar biraz da zeka göstergesidir. 
87.)  Esnek olmak: Katı tutumlu olmamak ve gerektiğinde esnek davranabilmek önemlidir. Ancak faydalı ve iyi ahlaklı prensiplerimizi kastetmiyoruz mutlaka. 
88.)  Öğrenmeye açık olmak: Mutlaka herkesin ilgi alanları değişiktir ve ama ilgi alanlarımız dahilinde ve bize fayda sağlayıp, olumlu yönde geliştirecek konularda öğrenmeye açık olmak önemli bir özelliktir. 
89.)  Yeniliklere açık olmak: Değişime açık olmak günümüzün gereğidir. Günümüzde 10 yıl sonrasında nelerin değişeceğini ve yeni neler göreceğimizi şimdiden tahmin edebilmek dahi mümkün değil. Tabii ki olumlu ve ahlaki yenilikleri kastediyoruz. 
90.)  Değişikliklere çabuk ayak uydurabilmek: Değişime en hızlı adapte olanlar en başarılı ve en uzun ömürlü olanlardır. Biliyoruz ki, neslini en uzun devam ettiren canlı türleri de değişime en hızlı ayak uydurabilenler olmuştur. Tabii ki etik olanlar. 
91.)  Batıl inançlardan uzak olmak: Ana fikir kör inançlardan ve bizim zararımıza çalışan inançlardan uzak durmaktır. Gereksiz takıntılar da buna dahildir. Bilimi tek gerçeklik kabul etmek de buna dahildir. Yumurta kolesterol yaptığı gerekçesiyle bilim tarafından tukaka ilan edilmişti ve yakın tarihte yine aklandı hatırladınız mı? 
92.)  Sabit fikirli olmamak: Bir konuda hemen peşin hükümlü ya da değişmez yargıda olmak, hataya düşüldüğünde gerçekliğe ve doğruya yönelmekte yolumuzu kapatır. Hataya saplanıp kalmamak için, hiçbir zaman kesinlerimiz olmamalı ve milyonda bir bile olsa yanılma payı bırakmalıyız. Gözümüzle gördüğümüze dahi. 
93.)  Pozitif bakış açısı: Başaracağına inanma tutumunda olmak önemlidir. Aklınızda bir canlandırın her şeye olumlu yönden bakan ve her şeyi başarabileceğine inanan insanların nasıl bir çekim yarattıklarını ve ışık saçtıklarını. 
94.)  Karar verebilme: Harekete geçebilmek için karar vermeli ve ertelememeliyiz. İnisiyatif kullanmak ve karar vermek konusunda kendimizi dengelemeliyiz. Yanlış karar dahi eylemsizlikten daha iyidir ve gelişimimize katkı sağlar. 
95.)  Güçlü irade: İrademizi kullanmayı öğrenmek öyle büyük bir güçtür ki, ‘dağları yerinden oynatmak’ deyimi dahi hafif kalır. 
96.)  Kafayı değiştirme isteği: Kimse kusursuz değildir ama insan bir kez istemeye görsün. Bizim önümüze set çekip, önümüzü tıkayan düşünce ve inanç kalıplarının yerine doğru ve olumlu olanları koyar ve benimsersek, kaderimizin de bu yönde değişmesi doğal gerçekliğimiz olur. 
97.)  Düzgün bir insan olma isteği ve gayreti: İnsan kendi isteği olduktan sonra, iradesini kullanarak akıl almaz denilebilecek başarıları sağlar. İsteği harekete geçme gayret sarf etme izlemelidir. 
98.)  İdraki geliştirme çabası: Kendimizi tanımayı ve bilincimizi daha yükseltme isteğini yani gitgide daha şuurlu olma isteği. 
99.)  Kendini geliştirmeye adanmışlık: Başarıya giden yol, kendini amacına odaklamaktır. Sürekli amacına odaklanan, hedef odaklı davranan kişi yerinde saymaz ve sürekli yol alır. 
100.) Ertelememek: Tembel olmamak ve bahaneye sığınmadan, en kısa zamanda harekete geçmek. Bir yazar bu durumu en sert vurgu ile, kitabında “köpek tembelliği” diye tanımlamıştır. Mazeret üretmeden ilk fırsatta ve olabiliyorsa şimdi “yaparım” deyin, ana hayat amacınız olarak kendinizi adayın ve hemen harekete geçin.
 
08/05/2015 tarihinde düzenlenmiştir. Her hakkı saklıdır.
Kısmen dahi olsa, izinsiz ve link vermeden başka ortamlarda paylaşımı yasaktır.
Telif hakkı: 20.000 $

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tweet